“Zebur ‘dokun’, Tevrat ‘gör’, İncil ‘işit’, Kur’an-ı Kerim ‘oku’ ile başlıyor’’

Gazeteci-Yazar-Sinemacı Erem Şentürk, 9. Kocaeli Kitap Fuarı’nın konuğu oldu

“Zebur ‘dokun’, Tevrat ‘gör’, İncil ‘işit’, Kur’an-ı Kerim ‘oku’ ile başlıyor’’
<p>Diriliş Postası Gazetesinin Genel Yayın Y&ouml;netmeni-Gazeteci-Yazar-Sinemacı Erem Şent&uuml;rk, 9. Kocaeli Kitap Fuarı&rsquo;na konuk oldu. Kılavuz Gen&ccedil;lik Sahnesinde ger&ccedil;ekleşen s&ouml;yleşide Şent&uuml;rk, &ldquo;İsmimin başına yazar, gazeteci, senarist, genel yayın y&ouml;netmeni diye yazdırmıyorum. &Ouml;nemli olan İslam coğrafyasındaki dertleri buraya aktarmaktır. İnsan bir meslekle tanınamayacak kadar b&uuml;y&uuml;kt&uuml;r. Gazeteci, şof&ouml;r avukat olmak &ouml;nemli değildir. &Ouml;nemli olan insan olabilmektir&rdquo; dedi.</p> <p><img style="float: right; margin: 2px;" src="/Files/2017/2017_Mays/2017_05_20/20170520_senturk1.jpg" alt="" width="350" height="231" /></p> <p><strong>KURAN-I KERİM OKU İLE BAŞLIYOR</strong></p> <p>&ldquo;Zebur dokun, Tevrat g&ouml;r, İncil işit ve Kur&rsquo;an-ı Kerim oku&rsquo;&rsquo; ile başlıyor diyen Erem Şent&uuml;rk, &ldquo;Bu ilk kelimelerden kurulu sıralama bile tek&acirc;m&uuml;l&uuml;n&uuml;n yolculuğunun nasıl başladığı ve nasıl bittiğini g&ouml;steriyor. Okumak insanın medeniyete dair gelip gelebileceği nihai noktadır&rdquo; vurgusunu yaptı.</p> <p><strong>BİZ S&Ouml;ZL&Uuml; K&Uuml;LT&Uuml;R EVLATLARIYIZ</strong></p> <p>Şent&uuml;rk, &ldquo;Biz s&ouml;zl&uuml; k&uuml;lt&uuml;r evlatlarıyız. S&ouml;zl&uuml; k&uuml;lt&uuml;r avantajlarından da fazlasıyla yararlandık. Kimse s&ouml;zl&uuml; k&uuml;lt&uuml;r iyidir, yazılı k&uuml;lt&uuml;r k&ouml;t&uuml;d&uuml;r veya tam tersi de olabilir diyemez. İkisinin de avantajları ve dezavantajları var. S&ouml;zl&uuml; k&uuml;lt&uuml;r hızlı d&uuml;ş&uuml;n&uuml;r hemen aktarır. Bir t&uuml;rk&uuml;yle bir atas&ouml;z&uuml;yle bir kelimeyle yazılı k&uuml;lt&uuml;r&uuml;n on kitapta anlatamadığını anlatır. Bu m&uuml;thiş bir miras y&ouml;ntemidir. &Ccedil;ok hızlı d&uuml;ş&uuml;nmektir. Ama s&ouml;zl&uuml; k&uuml;lt&uuml;rde anlamlar kayar&rdquo; şeklinde konuştu.</p> <p><img src="/Files/2017/2017_Mays/2017_05_20/20170520_senturk2.jpg" alt="" width="705" height="231" /></p> <p><strong>M&Uuml;SL&Uuml;MAN EN BAŞTA OKUMALI</strong></p> <p>&lsquo;&rsquo;Babam ve dedem derdini yazsaydı ve ben onları okuyabilseydim Adnan Menderes&rsquo;e sahip &ccedil;ıkardım&rdquo;&rdquo; diyen Şent&uuml;rk, &ldquo;Yine dedemin babası yazsaydı dedem Adnan Menderes asıldığın evde oturup ağlamazdı. Ben babamın gittiği yerden gitmiyorum. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; not almamış yazmamışlar. Ben de yazmasam benim evladım da benim ayak izlerimi takip eder ve o da yazmaz. Biz b&ouml;yle dairesel bir hareket &ccedil;iziyoruz. H&acirc;lbuki M&uuml;sl&uuml;man en başta okumalıydı ve okumayla arasını d&uuml;zeltmeliydi. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; ilk ayet oku. Okumakla insanın ilişkisinin ne kadar derin olduğunu anlamak i&ccedil;in şuna bakmak gerekiyor; Allah insanlara hep kitapla, yazıyla hitap etti&rdquo; dedi.</p> <p><img style="float: right; margin: 2px;" src="/Files/2017/2017_Mays/2017_05_20/20170520_senturk3.jpg" alt="" width="350" height="231" /></p> <p><strong>İNSAN OKUSA ŞEYTAN &Ouml;L&Uuml;RD&Uuml;</strong></p> <p>Erem Şent&uuml;rk konuşmasını ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;; &ldquo;B&acirc;yezid-i Bist&acirc;m&icirc; ş&ouml;yle demiştir. İnsanoğlu yazmanın kıymetini bilseydi şeytan şimdi olduğundan daha fazla yorulurdu. İnsan okumanın kıymetini bilseydi şeytan &ccedil;oktan &ouml;lm&uuml;şt&uuml;. Bizim yazma ve okuma ile ilgili olan ilişkimizi d&uuml;zeltmemizin yolu kendi kendimizi doğru tarif etmek ve nerde durduğumuzu ve hayata nasıl baktığımızı anlatmaktır.&rdquo;</p> <p><strong>BİR FORMU ALDIĞINIZDA AHLAKINI DA ALIRSINIZ</strong></p> <p>&ldquo;Batının iyi y&ouml;n&uuml;n&uuml; alalım, k&ouml;t&uuml; yanını almayalım&rsquo;&rsquo; s&ouml;z&uuml;n&uuml;n Tanzimat d&ouml;neminde s&ouml;ylendiğini belirten Şent&uuml;rk, &ldquo;Bu s&ouml;z teorik ve pratik olarak m&uuml;mk&uuml;n değildir. Bir formu aldığınızda ahlakını da alırsınız. D&uuml;nyanın b&uuml;t&uuml;n formları gittikleri yerlere ahlaklarını da g&ouml;t&uuml;r&uuml;rler. Her ahlak kendi formunu &uuml;retir. Osmanlıda minareler hep kısadır, Selatin camileri hari&ccedil;. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; minareden evlerin i&ccedil;ine mahremine bakılmasın diye kısa tutulmuştur. Mimari kendi ahlakını &uuml;retir&rdquo; diyerek s&ouml;yleşisini tamamladı. Erem Şent&uuml;rk s&ouml;yleşinin ardından kitaplarını imzaladı.</p>
Bu içerik 20-05-2017 13:01'da eklendi.

Bizi;
sosyal medyada takip edin!