Kamuoyuna Duyuru

Siyaseti rant peşinde koşanlar, yalan ve iftiralarla yürüttükleri kampanyaları yüzünden, siyasetin kirlenmesine, insanımızın siyasetçiye duyduğu güvenin sarsılmasına, siyasetçi ile toplumun her geçen gün biraz daha birbirinden uzaklaşmasına neden olmaktadır.

Kamuoyuna Duyuru

Siyaseti rant peşinde koşanlar, yalan ve iftiralarla yürüttükleri kampanyaları yüzünden, siyasetin kirlenmesine, insanımızın siyasetçiye duyduğu güvenin sarsılmasına, siyasetçi ile toplumun her geçen gün biraz daha birbirinden uzaklaşmasına neden olmaktadır.

Kamuoyunu yanıltmak, rakamları saptırıp insanları kandırmak, imzaladığı sözleşme ile tüyü bitmemiş yetimin ekmek parasını birilerine peşkeş çekmek, kamuoyunun gözünün içine baka baka yalan söylemek, bırakın siyasetçiyi, insanlıkla bağdaşmaz.

Tıpkı Yuvacık Barajı´nda olduğu gibi.

DSİ tarafından hazırlanan, “Baraja gelen su kaynakları yılda 142 milyon metreküp su üretmez” raporunu bilerek ve görerek, her yıl 142 milyon metreküp su satın alma taahüdü verip, sözleşme imzalamak, hangi akla, hangi vicdana sığar? Atılan o imza yüzünden su almadan ödenen yarım katrilyon lirayı kim nasıl izah edebilir? Bunun adı, yoksulun, öksüzün, doğmamış bebelerin hakkını peşkeş çekmek, bu kent insanının ekmeğini çalmak, hazineyi soymak değil de nedir?

O sözleşmeyi imzalayanlar, bugün dibi görünen baraj karşısında, “Ben Tanrı mıyım barajı doldurayım?” sözleriyle, suçluluk duygusuna kapılmış çocuk gibi çırpınan, şaşkınlığını ve pişmanlığını, pişkinliği ile örtmeye çalışan, biçare durumuna düşmüştür.

İşlediği suç yüzünden bu kente ödettiği bedeli farklı mezralara taşımak için, “Onların Allah ile araları iyidir, dua etsinler baraj dolar” diyebilecek kadar din ve vicdandan yoksun, İslam ve insanların dini duyguları ile alay edenleri, kamuoyunun takdirine bırakıyorum.

İnsana sormazlar mı, aynı havayı soluduğumuz, aynı yağmuru yaşadığımız, aynı coğrafyayı paylaştığımız İstanbul´da barajların doluluk oranı yüzde 70´lerde seyrederken, Yuvacık Barajı´nın kuruması yüce Allah´ın işi midir? Yoksa, su kaynaklarının yetersiz olduğunu bile bile barajı inşa ettirerek, yılda 142 milyon metreküp su satın alma garantisi veren dönemin İzmit Büyükşehir Belediye Başkanı´nın senaryosunun bedeli midir?

Kamuoyunun gözünün içine baka baka toplam hacmi 50 milyon metreküp olan Yuvacık Barajı´nın 220 milyon metreküp su hacimli olduğu yalanını söyleyenler, ya bilimsel gerçeklerden ne kadar uzak ve yoksun olduklarının farkında değil, ya da vazallı durumuna düşmenin ezikliği ile ne söylediklerini bilmiyor. Barajın kapasitesi raporlarla bellidir.

Senaryolar peş peşe yazılıyor. “Bilerek kaçakları önlemiyorlar, Yuvacık Barajı´nda su onun için bitiyor” diyenler, yıllarca cesaret edemeyip çürümüş olan altyapıya el sürmediklerini unutuyor. O dönem su kaçağı oranı yüzde 70 iken, başlattığımız altyapı hamlesi ile, bütün boru hatlarının değişmesi, depoların yenilenmesi sayesinde bugün yüzde 47.5´lara kadar düşmüştür. Hedefimiz bu rakamı yüzde 30´lara çekmektir. Su kaçak oranı yüzde 22.5 azalmışken, nasıl oluyor da barajda bulunan su miktarı kaçaklar yüzünden azalıyor? Yalanlarla suçlarını örtmeye çalışanlar, ortaya iddia attıkça daha çok batmaktadır.

Suçluluk telaşıyla “şaşkın ördek” misali Yuvacık Barajı´na dalanlar, içinde su kalmadığı için balçığa saplanmıştır. Çırpındıkça saplandıkları balçık içinde, komik, komik olduğu kadar ilginç iddialar ortaya atanlar, “Baraja gelen su kaynaklarının yataklarını değiştirdiler” iddiası ile ne kadar gülünç duruma düştüklerinin bile farkında değiller.

“Bu baraj olmasaydı ne yapacaklardı?” diye sorabilecek kadar bu kentin ihtiyaçlarından habersiz olanların kavrayamadıkları, tepkimiz baraj için değil, maliyeti içindir. Tepkimiz, DSİ raporuna rağmen imzalanan sözleşme ile, bu kent insanının istikbalinin karanlığa mahkum edilmesinedir. Attıkları o imza olmasaydı, her ay 15 trilyon liramız kesilmeyecekti, Kocaeli´de doğan her bebek 17 bin dolar borçla dünyaya gelmeyecekti, kentimizin 100 yıllık geleceği ipotek altında olmayacaktı, projeler daha çabuk hayata geçirilecek, insanımız daha rahat ve huzurlu olacak, yoksulun ve öksüzün sofrasındaki ekmeği, sırtındaki giyeceği başkalarına peşkeş çekilmeyecek, köylümüzün yolu, suyu daha çabuk yapılacak, bu kent belimizi büken borç batağında değil, ekonomik refah içinde yüzen bir kent olacaktı.

Kimse endişe etmesin, biz görevimizin bilincindeyiz. Şikayet etmiyoruz, hizmet üretiyoruz. Kentimizin susuz kalmaması için bütün imkanlarımızı seferber ediyoruz. Görevimiz bu kentin geleceğini karanlığa mahkum edenlerin suçunu görmezden gelmek değil, aksine yayılan pis kokuyu önlemektir.

Yuvacık Barajı´ndan gelen gaz kokusu, bütün kenti kirletti.

Kimin ekşi yediği belli…

İlyas ŞEKER
Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Vekili

Bizi;
sosyal medyada takip edin!